Cinsellik, çiftler arasındaki ilişkinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bulunduğunuz toplumun verdiği kültürel değerler, yetiştiğiniz aile, yaş, yakın çevreniz cinsellikle ilgili düşüncelerinizi oluşturan
, kafanızda belli bir yere oturtmanıza sebep olan ve tutumlarınızı belirleyen faktörlerden bazılarıdır. Bu saydığımız faktörlerin birinde ya da birkaçında düşüncelerinizi etkileyen olumsuz ya da yanlış bilgiler varsa cinsel hayatınız kötüye gidebilir hatta cinsellik keyif almadığınız bir ihtiyaç olarak hayatınıza yerleşebilir.
Araştırmalar, cinsellikle ilgili yerleşmiş yanlış abartılı inançların diğer adıyla bunlara cinsel mitler diyoruz cinsel doyumu etkilediğini, cinsel işlev bozukluklarına sebep olduğunu ortaya koymaktadır. Mitler dilden dile yayılan, bilimsel geçerliliği olmayan yanlış abartılı inançlardır. Kültürden kültüre değişmekle birlikte cinsellik genelde açıkça konuşulmayan gizli kapılar ardında yaşanan, bununla birlikte çok önem taşıyan bir gereksinim halindeyken dilden dile yayılan bu efsanelerin artması da kaçınılmazdır. Bununla birlikte kişilerin cinsellikle ilgili merak ettikleri cevabı bulabilecekleri bilgi edinme kaynaklarının kısıtlı oluşu ve tercih edilen kaynakların sıklıkla arkadaş, dergi, pornografik materyaller oluşu, kişileri yanlış ya da eksik bilgilenmeye itip, dolayısıyla cinsel mitlerin devreye girmesine neden olmaktadır. Cinsel mitler belli kalıp yargılar içerdiğinden ve beklentileri yükselttiğinden kişileri yetersiz olduğunu düşünmeye ve kaygılandırmaya neden olmaktadır. Bu durumda cinsel işlev bozukluklarının meydana çıkması ve doğru bilgilendirme yapılmaması halinde kişi tedavi olsa bile sürecin kötüye gitmesi kaçınılmaz olabilir. Bu durumu giderebilmenin en sağlıklı yolu, cinsellikle ilgili bilgilendirmenin çocukluktan başlayarak her yaş grubuna uygun şekilde yapılmasıdır. Bunun yanı sıra cinselliğin ayıplanacak, utanılacak bir konu olmadığı, aksine doğru bilgilerle daha çok konuşulması gerektiği unutulmamalıdır.
Klinik Psk. Müge Kılıçlar