Biz insanlar, çevremizde ne olup bittiğini anlama ve bilme ihtiyacı duyarız. Duyular aracılığı ile çevremizdeki nesnelerin varlığını farkederiz. Algılamayla da, o nesnelerin ne olduğunu, nerede bulunduğunu ve ne yaptığını biliriz. Bu iki süreç birlikte; beynimizle dış dünyayı birbirine bağlar ve gerçeğin zihnimizde temsil edilmesine yardımcı olur.

 

Dış dünyayı görme, işitme, dokunma ve tatma gibi çeşitli duyularımız aracılığıyla algılarız. Gündelik davranışlarımızın her yönü, geçmiş yaşantılarımızın anılarıyla ilişkilendirilmektedir. Bir olayı önce onunla ilişkili bir anının izine kaydeder yahut kodlarız. Daha sonra belli bir süre için depolar, son olarak da ihtiyacımız olduğunda geriye çağırıp, kullanırız. Belirli bir olayın hatırlanamaması bu aşamalardan herhangi birine bağlı olarak ortaya çıkabilir. “Hatırlama” dediğimiz sürecin

, geçmişteki bir olayın, sadece bir kopyasını üretmekten ibaret olmadığını biliriz. İnsanlar geçmişte olan olayları , belleklerindeki bölük pörçük bilgilerle ve olan bitene yönelik kendi yorumları ile birlikte, aktif olarak yeniden yapılandırarak temsil ederler. Anılar belirsiz ise boşluklar bazen doğru olduğuna inanılan biçimde doldurulur. Genellikle bu tür tahmini işler yaptığımızın farkında bile olmayız.

 

Bu alanda yapılan araştırmalar bize, insanların olay olduktan sonraki yanlış bilgilere özellikle duyarlı oldukları bazı koşullar hakkında bilgiler vermektedir. Anılar bireyin duygusal durumundan etkilenmekte olup bu konuya duyulan ilgi, Freud’un ‘bastırma’ ve ‘tehdit edici konuların unutulması’ kavramlarını ileri sürmesiyle başlamış olsada; son yıllarda belleği duygular ve ruh durumuyla ilişkilendiren çok sayıda yeni araştırma ortaya çıkmıştır.

 

Örneğin, depresif (karamsar) bir ruh durumu, hoş olmayan duyguların hatırlanmasına yol açarken, mutluluk, hoş olayların hatırlanmasını kolaylaştırır. Depresyon anıların hem depolanmasını hem de geri çağırılmasını etkiler. Depresif kişiler, o anki ruh durumları ile uyuşan malzemeye daha çok dikkat ederek, onları daha iyi öğrenirler. Geri çağırma işlemi sırasında ise üzüntülü ruh durumu, benzer duygusal anıların hatırlanması için içsel bir ipucu işlevi görür.

 

Düşüncelerimiz duygusal durumumuzu etkilerken, duygusal durumumuz da algılarımızı, düşüncelerimizi ve hatırladıklarımızı etkileyebilir. Bu etkileri anlamak, depresyon ve anksiyetenin terapilerle tedavisi sırasında özellikle önemlidir. Terapilerle danışanların mutlu, başarılı ve cesur oldukları geçmiş zamanları hatırlamaları, farketmeleri ve yeniden prova etmeleri istenebilir.

 

Klinik. Psk. Bahar Bushi

Çalışma Saatleri:
10.00 - 19.00

Prof Dr. M. Alpay Ates Randevu:
0543 876 48 22

iletisim@appaistanbul.com
Caddebostan Mah. Bağdat Cad. Ergun Aprt. No:244 D:11 Kadıköy/İstanbul

Alsiyon Digital Agency © 2018 - 2022