İlkokul ile birlikte çocuklardan pek çok yeni şey beklemeye başlıyoruz. Okuma, yazma, ödev, kitap okuma gibi. Her çocuğun öğrenme ve uyum hızı farklıdır. Kimisi bu yeni akademik becerilere daha kolay adapte olur, kimi çocuk için ise uzun ve daha çok çaba gerektiren bir süreç olabilir.

Bu süreçte ebeveynler bir rehber görevi görmeli: Yol gösterici ve destekleyici olunmalı. Ancak ilkokulun özellikle ilk dönemi ödevlere anne veya babanın eşlik etmesi gerekebiliyor. Harf veya kelimeleri kopyalayıp yazma, satıra sığdırma, kelime ya da cümleyi dikte etme gibi ödevler oluyor bunlar genellikle. Çocuklar başlangıçta genellikle büyük yazıp satıra sığdıramıyor, buna baştan müdahale edip uyarmazsanız, ya da harf veya kelime atladığında hatırlatmazsanız, koca bir satırı ya da paragrafı baştan silip yazması gerekebiliyor ve bu hayal kırıklığı ve öfkeye, ödeve tepkiye sebep olabiliyor.

Yalnız, ödevi çocukla birlikte yapma işini abartır, onun yerine yapar veya gereğinden fazla müdahil olursanız, çocuk ödevi ‘sorumluluğu’ gibi değil ‘ortak bir sorumluluğunuz’ gibi algılayabiliyor. Konuştuğumuz dile dikkat etmek de bu noktada önemli. ‘Ödevini yap.’ ve ‘Gel, ödevimizi yapalım.’ Çok farklı anlamlar yaratabilir. Birinde ödevi hatırlatıyor, ikincide ödeve davet ediyorsunuz, reddedilme olasılığınız yüksek. Asla ödevimiz, kitabımız, okumamız gibi ona ait sorumlulukları paylaşan cümleler kurmamalısınız.

Büyük oğlum 1.sınıfa giderken, ona ödevini hatırlattığımda, şundan sonra, bundan sonra gibi bitmeyen bahaneler üretmesi beni hem şaşırtmış hem de yormuştu. Ödevi geç saate ertelediğinde, daha çok hata yapıyor, uykusu geldiği ve yorulduğu için, sık sık esniyor, dikkati dağılıyor ve ödev gereğinden uzun sürüyordu. En geç 21.00 de uyumuş oluyordu ve18.00 gibi başladığı ödevin daha verimli olduğunu, okuldan geldikten sonraki açlık-dinlenme ve oyun ihtiyaçları karşılandıktan sonra daha rahat çalışabildiğini gördüm.

Ancak elbette her çocuk farklı. Kimi çocuk ödevi okuldan gelir gelmez yapmayı tercih eder, kimi ise daha geç saatlerde. Önceki yıllarda ilkokul 4 e giden bir danışanımla (ödev yapmadığı, ders çalışmadığı için annesi getirmişti) ideal ödev yapma zamanını bulmaya çalışıyorduk. Servisle okula gidiyor ve sabah 8 de evden çıkıyordu. Normalde 7.30 da kalkması gerekirken, 06.45 te kalkıp ödev yapmayı istedi. Pek çok öğrenci için zorlayıcı bir seçim olabilir, fakat o bunu kendi seçmiş ve çok iyi uyum sağlamıştı.

  • Ödevini yapmayı tercih edeceği zamanı ona sorun, örneğin oyun-yemek gibi ihtiyaçları için gerekli zamanı ayırdıktan sonra, diyelim ki 18.30 da yapacağını söyledi. Saat kurabilir, bunun ona hatırlatıcı olmasını sağlayabilirsiniz.
  • Ödevini yapması için aşırı ısrar etmeyin. Hatırlattınız ve yapmadı. Ödevsiz okula gidip öğretmenine bunu kendi açıklayabilmeli. Mahcubiyet yaşayabilir, rahatsız hissedebilir ama onu bundan mahrum edip ödev için baskı yapmak ebeveyn-çocuk ilişkinize zarar verebilir.
  • Ödev yapmak istememesinin nedeni var mı? Öğrenme güçlüğü? Göz bozukluğu? Çok zor/fazla ödevler? Çok basit ödevler? Ödevlerin kontrol edilmeyişi? Bu tür bir neden varsa gerekli çözüm yolu bulmada öğretmenle, rehberlik uzmanıyla işbirliği içinde olabilirsiniz.
  • Çocuğunuzun öğrenme stilini bulmaya çalışın. Eğer öğrenme stillerinin ne olduğu belirlenirse, bu bireylerin nasıl öğrenebileceği ve onlara yönelik nasıl bir öğretim planlanacağı da daha kolay bir biçimde kestirilebilir. Öğrenme Stilleri her bir öğrencinin yeni ve zor bilgiyi öğrenmeye hazırlanırken, öğrenirken ve hatırlarken farklı ve kendilerine özgü yollar kullanmasıdır.

Üç çeşit öğrenme stili vardır: GÖRSEL, İŞİTSEL, KİNESTETİK. Çoğunlukla biri ağırlıklı olmak üzere her üç öğrenme stiline de sahip olabiliriz. Bir öğrenme stili bir diğerinden iyi veya kötü değildir. Herkes yaşamı boyunca tüm stilleri kullanmakta ancak bir tanesini daha fazla tercih etmektedir.

Görsel Öğrenen Çocukların öğrenmelerini ve hatırlamalarını kolaylaştırmak için;

  • Çalışabilecekleri derli toplu bir yere ihtiyaçları vardır.
  • Bilgi ve kavramları sembol ve resimlere dönüştürmeleri, hatırlamalarını kolaylaştıracaktır.
  • Öğrenmeyi kolaylaştırmak için harita, şema, şekil ve diğer görsel araçlar kullanılabilir.
  • Kelimeler yerine sembol, işaret ve grafikler tercih edilmelidir.
  • Ders dinlerken veya konu çalışırken anladığını kısa cümle ya da birkaç anahtar kelimeyle özetlemelidirler.
  • Okurken önemli yerlerin altı renkli kalemlerle çizilebilir.
  • Anahtar sözcük kartları hazırlanabilir. Kartların az bilgi içermesi belleğe kolay yerleşmesini sağlayacaktır.
  • Karmaşık konular çizimlere dönüştürülebilir.
  • Problem çözerken istenen ve verilenler renkli kalemlerle yazılabilir.
  • Öğrenilen konu ile ilgili CD’ler izlenebilir.

 

İşitsel Öğrenen Çocukların öğrenmelerini ve hatırlamalarını kolaylaştırmak için;

  • Ders çalışmak için sessiz bir ortam oluşturulmalıdır.
  • Konular tekrar edilirken yüksek sesle okunmalıdır.
  • Problem çözerken akıldan geçenler sesli olarak anlatılmalıdır.
  • Panel ve seminerlere katılım sağlanmalıdır.
  • Anlatırken de iyi öğrendiklerinden, çalışırken anlatım yöntemi kullanılabilir.
  • Öğrenmeyi kolaylaştırmak için çalışma grupları oluşturulabilir ya da bir çalışma arkadaşı bulunabilir.
  • Öğrenilmesi gereken materyal şarkılara dönüştürülüp ve yüksek sesle söylenebilir.
  • CD çalar vb cihazlardan faydalanabilirler.

 

Kinestetik – Dokunsal Öğrenen Çocukların öğrenmelerini ve hatırlamalarını kolaylaştırmak için;

  • Çalışırken kendi istedikleri yerde ve şekilde çalışmalarına izin verilmelidir.
  • Çalışırken hareket etmeleri kısıtlanmamalıdır.
  • Ellerini kullanabileceği çalışmalar yapılmalıdır.
  • Derse konsantre olabilmeleri için ön sıralarda oturtulmalıdırlar.
  • Evde deneyler yapmaları için izin veilmeli

    , destek olunmalıdır.

  • Konu ile ilgili müze, tarihi yerler gibi yaşayarak öğrenebileceği mekânlar ziyaret edilmelidir.
  • Bir şeyler anlatacakları zaman ayağa kalkma ve tüm vücudunu kullanarak anlatabilme özgürlüğüne sahip olmalıdırlar.
  • Sözcükleri ya da sözel bilgileri öğrenirken kuma yazdırma yöntemi uygulanabilir.
  • Çalışırken elinde kitap ya da kartlarla ileri geri yürüyebilir, yüksek sesle okuyabilirler.

 

Kinestetik öğrenme stiline sahip grup ebeveyn ve öğretmenleri en çok zorlayan gruptur. Kıpır kıpır, hareket halinde olmaktan hoşlanırlar. Masa başı ödev yaparken, hiçbir şey yapamasa ayağını sallar; kitap okurken sık sık pozisyon değiştirir, elinde kalem çevirir. Böyle durumlarda dikkatli izleyin, örneğin elinde kalem çevirirken normale göre daha mı yavaş okuyor? Çok büyük bir farklılık yoksa, kalemini bırak, bacağını sallama, kıpırdanma gibi uyarılarda bulunmayın.

Sözel, ezbere dayalı derslere çalışmak onlar için daha zordur. Kondisyon bisikletinde pedal çevirirken, tarih çalışan bir lise öğrencim olmuştu, bu sayede en sonunda geçer not almayı başarmıştı.

Kinestetik öğrenen bir çocuğunuz varsa, masa başında 40 dk ödev yapmaya zorlamak ona sıkıcı gelecektir. Zaten okulda bütün gün zorlanıyordur. Ders arası ufak molalar verdirin, küçükler için ufak jimnastik hareketleri, zıplama, diğer odaya bir şey almaya göndermek gibi. (siz onu beklerken orada oyalanıp geç gelmesi mümkün, sakin olunJ)

Kinestetik öğrenen çocukların okul dışında bir spor ya da dans aktivitesine katılımı sağlanmalıdır.

Okulda öğretmeni tahtayı silmek, diğer öğrencilere fotokopi dağıtımı yapmak gibi görevler verebilir. Hareket ihtiyacı kısıtlanmayan çocuk daha uyumlu olacaktır.

Klinik Psk. Gülgün Kurtay

Çalışma Saatleri:
10.00 - 19.00

Prof Dr. M. Alpay Ates Randevu:
0543 876 48 22

iletisim@appaistanbul.com
Caddebostan Mah. Bağdat Cad. Ergun Aprt. No:244 D:11 Kadıköy/İstanbul

Alsiyon Digital Agency © 2018 - 2022