Küçük yaştan itibaren oluşan, ebeveyn tarafından desteklenen ve sevgiyle beslenen bir kavram olan özgüven, kişinin kendisine yönelik olumlu duygular geliştirerek kendini iyi ve yetkin hissetmesidir. Kendini özgüvenli hisseden kişi çevresindekilerle daha iyi ilişkiler kurar, yeni işlere atılmaktan çekinmez. Bu durum cesaretli olmaktan ya da yüreklilikten farklıdır. Özgüven sahibi insan kendine ait tüm duygularının yani olumlu ve  olumsuz yanlarının farkındadır ancak olumlu yönlerini öne çıkarmaktan ya da olumsuz yönlerini geliştirmeye çalışmaktan çekinmez. Kendini olduğu gibi görmeye çalışır, güçlü ve zayıf yönlerini kabul eder.

Ayrıca özgüven bizim harekete geçmemizi  sağlayan temel duygudur. Ve içeriğinde sevgi, saygı, kabul görme, sağlıklı iletişim ve ilişkiler vardır. Kişinin özgüveni ne kadar düşükse, dışarıya gösterdiği maskelerde o kadar fazladır.

Aile yaşantısı ve yetiştiriliş tarzı (örneğin: çocuğun kendisine önem verildiğini hissettiği, sözünün dikkate alındığı bir aile ortamında yetişmesi) sahip olunması ve korunmasında oldukça etkilidir.
Özgüvenini yitirmiş insan sosyal yaşamda başarısız, kendini ifade etmekte zorlanan, başkalarının kendisine bakışıyla ilgili tedirginlikler yaşayan ve hatta bazen dışlanan bir birey haline gelebilir ve böyle bir durumda kendine saygısını daha da yitirmeye başlayabilir. Geçmişimizde, sosyal ilişkilerimizde, iş ortamında, aşk yaşamımızda yaşadığımız kötü deneyimler ve hayal kırıklıkları aslında özgüvenimizi zedeleyebilmektedir. Ancak özgüvenin varlığı ve onun bir getirisi olan insanın kendisiyle barışık olma durumu, çoğu zaman ruhsal açıdan ayakta durmamızı sağlayandır.

 

Bununla beraber çocukluk döneminde ihmal edilmek (örneğin; susturulmuş, istek ve düşüncelerini belirtmesine izin verilmemiş, ya da aile içi şiddete tanık olup bunu içselleştirmiş çocuklar), ilerki yaşlarda genellikle özgüven problemleri yaşayabilir. Çocukluk yılları boyunca cinsel istismara maruz kalan çocuklar, yetişkinlikte kendine güven sorunları yaşayabilmektedir. Dış görünüm özgüven kazanmak için önemli olabilmektedir. Bedenine güvenen insan, kişiliğine de güvenmektedir. Toplum içine çıkamama nedenlerinden biri de aslında kişinin kendisiyle barışık olmaması, kendini sürekli başka insanların yerine koyma isteğinden doğmaktadır. Ebeveynlerin yüksek beklentileride özgüven problemine neden olabilmektedir.

Özgüven kazanabilmemiz için kendimizi olduğumuz gibi kabul edip olumlu yönlerimizi keşfedip sadece olumsuz yönlerimiz varmış gibi davranmaktan, olumsuz yönlerimizi odak noktası almaktan vazgeçmeliyiz. Mükemmel olmaktan vazgeçmek, ‘hayır’ demeyi öğrenmekte özgüvenli olmamıza katkı sağlayacaktır.

Özgüvenli  insanlar eleştiriye açıktır. Kendi özeleştirisini de yapıp, ruhunu keşfetme ve kişiliğini geliştirme yolunda çok emin adımlarla ilerlerler.

 

Hedeflerimizi gerçekçi beklentiler üzerine kurup, küçük adımlarla ilerlemeyi küçümsememeliyiz.

Başarılı olduğumuz durumlarda bunun şanstan ziyade kendi başarımız olduğunu fark etmeli ve kendimizle gurur duymalıyız.

Topluluk içinde duygu ve düşüncelerimizi net bir şekilde ifade etmeliyiz ve doğru söylüyorsak düşüncelerimizin arkasında olmalıyız.

Her deneyimin bizim için bir ders olduğunu unutmamalıyız ve kötü sonuçlara neden olan deneyimlerimizi tekrar etmemeliyiz.

Değişime açık olabilmeliyiz. Çünkü yeterli derecede özgüvene sahip olunması

https://www.puttygen.net/

, ruhsal açıdan sağlıklı olmanın önemli bir koşuludur. Özgüvenin varlığı ve onun bir getirisi olan insanın kendisiyle barışık olma durumu, çoğu zaman ruhsal açıdan ayakta durmamızı sağlayandır.

Klinik Psk. Bahar Bushi

Çalışma Saatleri:
10.00 - 19.00

Prof Dr. M. Alpay Ates Randevu:
0543 876 48 22

iletisim@appaistanbul.com
Caddebostan Mah. Bağdat Cad. Ergun Aprt. No:244 D:11 Kadıköy/İstanbul

Alsiyon Digital Agency © 2018 - 2022